Galatasaray Resmi Web Sitesi

3.19.2014

Maç Sonu: Chelsea 2-0 Galatasaray / Böyle Olmamalıydı...

Dün yazımızı yazmadan önce çok umutluyduk. Hatta yazımızı okuyanlar çok rahat hatırlayabilirler. Sahaya çıkacak oyuncularımızın Galatasaray gibi oynayacağına inanıyorduk. Elensek bile, başımız dik ayrılacağız Londra'dan diyorduk. Fakat sahada oynayan Galatasaray takımını yine tanıyamadık. Yine aynı isteksizlik, yine aynı inanmamışlık vardı. Elenmemizden çok, sahada oynadığımız ruhsuz futbol bizi derinden yaralayandı.


İlk maçta oynadığımız o futbolun, çeyreğini bile oynayamamak bize çok acı verdi dün gece. Dün izlediğim maçtan sonra, ''meğer hiç inanmamışlar'' dedim ne yazık ki kendi kendime. Yine her zaman ki gibi Muslera ve Melo'nun çabalamasını izledik sadece Galatasaray adına. İnanın yenilmekten daha çok sahada sadece 2 oyuncunun çabalaması üzüyor bizi. Bu olanların ardından, neden diye sormaktan da alamıyoruz kendimizi. Neden isteksizdik? Neden bu kadar ruhsuzduk? Neden bu kadar çabuk pes ettik? Neden tura inanmadık? İşte bu sorular, hatta daha da fazlası kurcalıyor kafamızı.

Biz asla Galatasaray'a bir sitemde bulunamayız. ''Canım feda olsun sana'' diye bağırdığımız, hayatımızı adadığımız Galatasaray'a sitem edemeyiz. Üzülürüz, kızarız. Hatta zamanı geldiğinde bağırırız, çağırırız, sinirden kendimizi kontrol edemeyiz. Ama dediğim gibi asla sitem edemeyiz. Galatasaray'ın teknik direktörü, takımı 2-0 yenikken yedek kulübesinde oturup gülemez. Maç 2-0 devam ederken, o tribün orada takımı ateşlemeye çalışırken, Galatasaray'ın futbolcusu sahada yürüyemez. İşte bizim sitemimiz buna. Üstlerinde ki formaya değil. Koskoca Galatasaray'ın kadrosunda sadece 2 oyuncuyu övüp, diğerlerini eleştiriyorsak, sorunu artık kendilerinde aramaya başlamalılar.


Hiç kimse kusura bakmasın; Galatasaray'ı sahada böyle görmek, bizim zorumuza gidiyor. İsteksizlik, ruhsuzluk, hırs olmaması... Galatasaray bu değil. Çok geriye gitmeye gerek yok, geçtiğimiz sezon Ali Sami Yen'de oynadığımız Real Madrid maçı. İlk maçı 3-0 yenilmemize rağmen, ikinci maçta da 1-0 geriye düşmemize rağmen, hala pes etmeyen Galatasaray. Hırslı oynayan Galatasaray. Maçı bırakmayan, hatta turu elinden kaçıran Galatasaray. Galatasaray böyle olmalı. Biz her şekilde Galatasaray'ı seviyoruz ama dünkü gibi olunca içimiz rahat etmiyor. Sahada oyuncular görevini yapmayınca, biz onlardan daha çok üzülüyoruz. Hatta kahroluyoruz...

Taktik konusuna da pek girmeye gerek yok. Malumunuz Sneijder sol açık, Burak Yılmaz'da maça sağ açık başlayınca, otomatikman maça 2 kişi eksik başlamış olduk. Defalarca söylememize rağmen, hoca hala Sneijder'den sol, Burak'dan da sağ kanat yaratmaya çalışıyor. Bu taktik Galatasaray'ın mevcut 11'nde olmaz, olamaz.

Unutmadan, dün Stamford Bridge'de takımımızı 90 dakika boyunca susmadan destekleyen Galatasaray taraftarına teşekkürler. Gecenin kazananı; Galatasaray taraftarıdır.


3.18.2014

Maça Doğru: Chelsea - Galatasaray / Cimbom Final Yakışır Sana!

Bu akşam kulüp tarihimizin belki de en önemli maçlarından birine çıkacağız. Elbette kolay olmayacak. Arena da aldığımız 1-1'lik skor, avantajı Chelsea'ye geçirmiş olabilir ama biz çocukluğumuzdan beri Galatasaray'ın Avrupa da böyle efsanevi maçlarıyla büyüdüğümüz için, tura ve takımımıza inancımız sonsuz. Fatih hocanın da dediği gibi; ''benim takımım Galatasaray gibi oynadığı sürece, dünyada yenemeyeceği takım yoktur.'' Biz de bu akşam sahaya çıkacak olan 11 aslanın, Galatasaray gibi oynayacağına inanıyoruz. Allah'ın izniyle eleyip geleceğiz.


Böyle maçlar da artık taktik teknik konuşulmaz ama ben yine de ufak olarak değineceğim. Chelsea hepimizin çok yakından tanıdığı bir takım. Kaldı ki Mourinho'yu tanımak yeterli zaten. Mourinho'nun çalıştırdığı takımlar genelde sağlam defans yapan, oyun içinde her türlü çirkeflik yoluna başvuran, hakemi baskı altına almayı seven yapıdadır ve bu yapı kabul edelim ki ona bir çok başarı getirmiştir. Chelsea Premier Lig'de şuan 66 puanla lider durumda. Mourinho takımlarının diğer bir özelliği de içeride kolay kolay maç vermemeleri. Maviler bu sezon içeride 13 galibiyet, 2 beraberlikle oynuyorlar. Bir kez daha söylüyorum, evet çok zor olacak ama Avrupa'da Galatasaray'ın farklı oynadığı gerçeği de var. Juventus 7 maçtır gol dahi yemiyorken, Sneijder den yedikleri golle şuan Avrupa Ligi'nde mücadele etmek zorunda kaldı. Bunu da unutmamak lazım.


Bir iki söz de Londra'ya giden taraftarımıza söylemek istiyorum. Skor ne olursa olsun; gol atarız, yeriz. Tribünde geri adım atmamak çok önemli. Chelsea taraftarı ilk dakikadan itibaren hakemi ve takımımızı baskı altına almaya çalışacaklar. O atmosferi kıralım. Oraya giden taraftarımızın bunu yapacağından ve 90 dakika hiç susmayacağından şüphem yok. Bu maçlar psikolojik savaş halinde geçer ve bu savaşı iyi oynayalım. Hem sahada, hem tribünde.



Takımımız hakkında teknik taktiğe girmiyorum. Çocuklar çıkıp oynayacak hem de yukarıda söylediğim gibi, Galatasaray gibi oynayacaklar! Allah korusun elensek bile, İngiltere'den başımız dik ayrılacağız.


                                      Hanginizin var böyle şanlı tarihi?
                                               Kim oynadı yarı finali?
                                    Semih, Selçuk'la, süper taraftarınla,
                                     CİMBOM FİNAL YAKIŞIR SANA!



Batuhan Soğuk

3.15.2014

Doğum Gününüz Kutlu Olsun!

25 Ağustos 2012 tarihinde kaybetmiştik Metin Kurt'u. Nam-ı diğer Çizgi Metin'i. Futbol hayatı boyunca 6 sene Galatasaray forması giyen Metin Kurt, 3 lig şampiyonluğu yaşamıştır.

Bugün ise merhum Çizgi Metin'in doğum günü. İyi ki doğdun güzel insan. Asla unutulmayacaksın.



Bugün doğum günü olan bir başka oyuncumuz ise gole golle cevap veren adam. Yani Umut Bulut. Geçtiğimiz sezon ligin ilk yarısında attığı gollerle, hiç bitmeyen enerjisiyle, adamlığıyla ve Juventus'a yediğimiz golün dakikasında verdiği cevapla hafızalarımıza kazınmış Umut Bulut.

Uzun yıllar Galatasaray forması giymen dileğiyle, doğum günün kutlu olsun Umut Bulut.

3.14.2014

Maç Sonu: Karabükspor 0-0 Galatasaray / Klasik Bir Deplasman

Az önce biten Karabükspor maçı hakkında bir iki kelam edelim.

Yine sahada klasik bir Galatasaray'ın deplasman maçını seyrettik. Zevk vermeyen, istediğimiz mücadeleyi göstermeyen ve çabalamayan bir Galatasaray vardı sahada. Üstüne de Mancini'nin şaşırtan oyuncu değişiklikleri de eklenince, puan kaybı kaçınılmaz oldu.

Drogba'yı 85.dakikada oyundan alıp, Ceyhun'u sokmanın mantığını herhalde saatlerce düşünsem anlayamam. Sneijder'in sol kanatta maç boyunca ne kadar etkisiz kaldığını biz görüyoruz fakat Mancini bir türlü göremiyor. Bu oyun anlayışıyla maalesef Sneijder'den hiç verim alamıyoruz. Bu takımda Sneijder'in forvet arkası oynaması lazım.



Gelelim bizim bugün ki oynadığımız kötü futbola. Çok fazla geriye gitmeye gerek yok, geçtiğimiz hafta oynadığımız Akhisar maçına bir göz atalım. Sahada basmadık yer bırakmayan, hırslı oynayan, mücadele eden ve gol pozisyonuna giren bir Galatasaray vardı. Peki bugün ne değişti? Neden hırslı oynamıyoruz? Neden mücadele etmiyoruz? Bu soruların cevaplarını maç içerisinde kendi kendime çok sordum fakat cevabını bulamadım, bulamıyorum. Deplasman maçları tabi ki içeride oynadığın maçlardan daha zordur. Fakat bizim futbolcularımız deplasmanda ruh gibi oluyor. En kötüsü ise, Mancini maç sonunda ''şampiyon olmak istiyorsak, kalan 4 deplasman maçımızı kazanmamız lazım. Buna bir çare bulmalıyız'' demesi. Hocam bunun nasıl bir çaresi varmış, bulamadık gitti. Sezon bitiyor neredeyse, biz hala deplasmanda kazanamıyoruz. Siz bunun çaresini bulana kadar, şampiyonluk gidecek.

Yazacak daha çok şey var fakat malum Galatasaray'ın puan kaybettiği bir günün ardından, içimizden uzun uzun yazmak gelmiyor. Bizi kanser eden bu deplasman fobisinin, daha doğrusu deplasmanda ki isteksizliğin Chelsea maçında son bulmasını ümit ediyoruz hepimiz. 


Canım Feda Olsun Sana Twitter'da!

Twitter hesabımızı bugün itibariyle açmış bulunuyoruz. Aşağıdaki linkten twitter hesabımıza ulaşıp, takip edebilirsiniz.

https://twitter.com/CFOS_Blog


3.13.2014

Kadınlar ve Çocuklar!

Az önce internette PFDK'nın verdiği kararları okudum. Trabzonspor, Beşiktaş ve Bursaspor'a seyircisiz, daha doğrusu kadın ve çocukların önünde oynama cezası vermişler.

Hayatımda gördüğüm en saçma ceza, bu uygulama olsa gerek. Bu ülkede erkekler küfür etti veya sahaya yabancı madde attı, kadınlar atmayacak diye bir kanun yok. Ki zaten ceza alınan maç içerisinde tribünlerde bir çok bayan ve çocukda müsabakayı takip ediyor. Yani ceza sebebi olan küfürü kadında ediyor, çocukta. Bu durumda PFDK'nın verdiği bu ceza takımı değil, yetişkin erkekleri kapsıyor. Sevgili Türkiye Futbol Federasyonu yapmış olduğu bu uygulamayla kadın ve çocukları tribüne çekmek değil, aksine kadın ve çocukları cezaymış gibi gösteriyor. Umarım en kısa zamanda bu saçma uygulama yerini eski klasik seyircisiz oynama cezasına bırakır.

3.12.2014

Maça Doğru: Karabükspor - Galatasaray / Üzücü Bir Haftanın Ardından Futbol

Maç değerlendirmesine başlamadan önce Berkin Elvan'a Allah'tan rahmet, ailesine ve sevdiklerine baş sağlığı diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun...
Böyle günlerde insanın içinden futbol konuşmak, bir şeyler anlatmak geçmiyor ama ne olursa olsun hayat bir yandan devam ediyor. Berkin daima kalbimizin bir köşesinde hep var olacak.
                   
Evet geçelim maç değerlendirmemize. Bildiğiniz gibi rakibimiz Fenerbahçe pazartesi akşamı elini kolunu sallaya sallaya yarım saatte Trabzon'dan üç puanı aldı. Gerek Trabzonspor'lu taraftarların sinirlerine hakim olamaması, gerek Fenerbahçe'li bazı oyuncuların taraftarı kışkırtıp ortamı germesiyle olayların önüne geçilemedi ve maç maalesef iptal oldu. Böylelikle Fenerbahçe çok rahat bir üç puan kazandı. Zirvede ki farkın 6 puan olduğunu göz önünde bulundurursak, cuma akşamı şampiyonluk yolunda önemli bir maça çıkacağız. Karabük evinde iyi futbol oynayan, sabırla topun arkasında bekleyen, iyi kapanan bir ekip. Ayrıca iç sahada topladıkları 21 puan da Karabük'ün içeride ne kadar etkili ve tehlikeli bir takım olduğunu bize açıkça göstermektedir. Karabük'ün son haftalarda ki düşüşü, bu maçta en güvendiğimiz istatistik olarak göze çarpıyor.

Biraz da kendi takımımızdan bahsedelim. Geçtiğimiz hafta Akhisar karşısında tam beklediğimiz gibi bir oyun oynadık. Baskılı, istekli, gol için uğraşan her pozisyonu sonuna kadar kovalayan bir Galatasaray vardı sahada. Fakat deplasmanlarda bu söylediklerimizi maalesef gerçekleştiremiyoruz. İnsan kendini, keşke her maçı kendi sahamızda oynasak, deplasman maçları olmasa demekten alamıyor. Karabük maçı da bu şartlar altında çok zor geçeceğini ön gördüğüm, bizim zor deplasmanlarımızdan birisi. Bu virajı geçmek gerçekten çok ve çok önemli. Artık bu haftalardan sonra işin taktik kısımlarına pek girmenin bence bir önemi yok. Oyuncularımız şampiyonluğunu ne kadar istediklerini, artık kalan bu maçlarda gösterecekler. Biz iyi ve güçlü bir takımız, oyuncularımızdan sadece şampiyonluğa bizim kadar inanmalarını bekliyoruz. Çünkü biliyoruz ki; onlar inanırsa, önlerinde hiç bir engel duramaz.

İyi geceler şampiyonluğa ve takımına sonuna kadar inanan Galatasaray taraftarı...


Batuhan Soğuk

Berkin Elvan

Henüz 15 yaşında, gençliğinin tam ortasında, maalesef bizlerden çok uzaklardasın Berkin...

Seni hiç unutmayacağız kara kaşlı çocuk.

3.11.2014

Formalar Hakkında

Bu sezon hepimizin bildiği gibi; parçalı, siyah ve kırmızı olmak üzere 3 farklı formamız çıktı. İşin açıkçası kırmızı forma yerine beyaz formanın olmasını tercih edenlerdenim. Bunun nedeni ise, parçalı formanın üzerinde zaten kırmızı rengin yoğunlukta olması ve parçalı giyebileceğimiz maçların bazılarında kırmızı forma giymemiz. Neyse, asıl sorun bu değil.

Bizim iç saha kombinasyonumuz; parçalı forma, beyaz şort ve kırmızı konç. Bunu bilmeyenimiz yoktur sanırım. Fakat gelelim, bu sezon iç saha kombinasyonumuzu Ali Sami Yen'de kaç defa kullandığımıza. Ben söyleyeyim hemen, sadece 4 maçta kullandık. Bunlar; Antalyaspor ( sadece maçın ilk yarısı ), Real Madrid, Kopenhag ve Juventus ( gündüz oynanan maç ). Geriye kalan maçların bir çoğuna ise; parçalı forma, kırmızı şort ve kırmızı konç ile sahaya çıktık.

Peki burada hata kimin? Açıkçası burada çok büyük bir özensizlik var. Açın bakın Real Madrid, Barcelona, Arsenal veya Chelsea... maçlarına, hepsi iç saha maçlarında iç saha kombinasyonunu giymeye özen gösterir. Burada hem biz, hemde Ali Sami Yen'e gelen rakip takımlar suçlu. TFF'nin internet sitesinde yer alan forma kataloğunda, Galatasaray'ın iç saha kombinasyonu doğru bir şekilde gösterilmektedir. Tabi Ali Sami Yen'e gelen rakip takımlar bu kataloğa pek bakmadıklarından dolayı, böyle bir senaryo yaşıyoruz bu sezon. Gelelim bizim kulübümüzün hatasına. Maçtan bir veya iki gün öncesinden rakibi arayarak, kombinasyonumuzu bildirsek onlarda bizim şort ve çorabımıza göre gelseler olmaz mı? Gayet de olabilir. Fakat bizim kulübümüz maalesef bu tarz konuları, özellikle de Fatih Terim döneminden sonra pek önemsemiyor.

Bu konudan şahsen rahatsızlık duyduğumdan dolayı yazmak istedim. Ne kadar umudum olmasa da, umarım ilerleyen zamanlarda bu konu için gerekli özen gösterilir.

3.07.2014

Maça Doğru: Galatasaray - Akhisar Bld. / Şampiyon Olmamız Lazım!

Malumunuz son 11 haftaya girilirken şampiyonluk yolunda bir kritik maç haftasına daha girmiş bulunuyoruz. Geçen hafta Rize'de kaybedilen iki puan fazlasıyla canımızı sıksa da, rakibimizin üç zorlu derbi maçı oynayacak olması ve üstelik bu maçların hepsi deplasmanda olması nedeniyle umutlarımız hala devam ediyor. Her ne kadar deplasmanda istediğimiz futbolu sahaya yansıtamasakta, bizim deplasman maçlarımız rakibimize göre çok daha kolay olması ve Ali Sami Yen'de Fenerbahçe ile oynayacağımız maç düşünüldüğünde umutların devam etmesi gayet doğal.
     
Gelelim bu akşam ki Akhisar maçına. Öncelikle Hamza Hocayı tebrik etmek gerekir. Bu kısıtlı bütçeyle, bu kadro yapısıyla, bir ilçe takımını Süper Lig'de bu noktalara getirmesi büyük bir iş. Takdir edilmesi gereken bir başarı. Akhisar oyun itibariyle kompakt bir futbol anlayışı içinde, rakibi orta saha da presle boğup kazanılan toplarla hızlı hücum yapan bir takım. Her ne kadar Ali Sami Yen'de orta saha üstünlüğünü vermeyiz diye düşünsem de, bu yapısıyla rakipleri bozan bir takım görüntüsünde Akhisar. En önemli eksiklikleri; yaşlı ve yetersiz kadrosunun deplasmanda ki böyle zorlu maçları kaldıracak kapasitede olmaması. Ege temsilcisinin bu yönü, bizim açımızdan bu maçı kolay kılan en önemli etken.
   
Biraz da bizim takımdan bahsedelim. 3-5-2 taktiğini bir çok kişinin aksine ben desteklemekteyim, bu konuda Roberto Mancini'nin arkasındayım. İçeride oynadığımız maçlar da, özellikle Anadolu takımlarının tek forvetle oynaması sebebiyle geri de 4 defansla beklemenin bence çok bir önemi yok. Kaldı ki savunma yaparken sol ve sağ beklerinde savunmaya gelmesiyle rakiplerimizi beşli defansla karşılıyoruz. Bence takımımızda ki temel problem maalesef futbolcularımızın maç seçmesi. İçerideki maçlarda ve Şampiyonlar Ligi'nde coşkulu oynayan takımımız, deplasmanda yeteri kadar motive olmadığı için; komik hatalarla puan kayıpları yapması, basit pozisyonlarda golleri kaçırması ve on iki maçta üç deplasman galibiyetimizin olması bunun açık bir göstergesidir. Ayrıca Sneijder'in sol çizgi de oynamamasını da söylemeye gerek dahi duymuyorum, inşallah hocamız bu konuya da bir çare bulacaktır.
     
Yarın akşam inşallah rahat bir oyunla rahat bir galibiyet alacağız. Gerek Akhisar'ın kadro yetersizliği, gerek bizim içeride çok istekli oynamamız rahat bir galibiyetin çok olası olduğunu açıkca ortaya koymaktadır. Son olarak taraftar için de bir şeyler yazarsak, bu son 11 hafta da takımımızı eskisinden çok daha fazla destekleyelim, şampiyonluğa ve Galatasaray'a sonuna kadar inanalım. Fatih Hocanın da dediği gibi; kaybettiğinde değil vazgeçtiğinde yenilirsin...

İyi geceler bestenin ''canım feda olsun sana'' kısmını daha yüksek sesle bağıran Galatasaray taraftarlarına.


Batuhan Soğuk