Galatasaray Resmi Web Sitesi

4.10.2014

Derbide Yaşananlara Dair

Derbiden sonra yapılan yorumlar, yazılanlar hepimizin bir hayli sinirini bozmuş durumda. Her zaman ki gibi kazandığımız bir derbi galibiyetine gölge düşürme çabalarında bazıları. Bunları da yaptıkları açıklamalardan sonra net bir şekilde anlıyoruz.

Maç sonu açıklamalarına baktığımız zaman, Volkan Demirel'in yönetim ve teknik heyetimiz hakkında yaptığı gereksiz açıklamalar, taraftarımız ve futbolcularımız hakkında söyledikleri gerçekten kendisini komik duruma düşürmüştür.

Yıllardır kendisinin Ali Sami Yen Stadı'nda ve Şükrü Saraçoğlu'nda yaptıkları yetmezmiş gibi, bir de kendisini masum gibi gösterip yaptığı açıklamalar ironiden öteye geçmemektedir.

Ali Sami Yen'de 0-0 berabere kaldığımız Fenerbahçe maçında, kapalı tribüne dönerek kasıklarını tutması, yine Ali Sami Yen'de oynadığımız bir karşılaşmada topu alaycı bir şekilde kontrol etmesi, Lincoln'e saldırması ilk aklımıza gelenler. Şikeyle şampiyon oldukları sezon ise eline mikrofonu alıp; ''sahaya inen Cimbomlu olsun'' ve ''koyduk mu'' diye bağırması, kendisinin ne derece Galatasaray düşmanı olduğunu ve masum olmadığını açıkça göstermektedir.



Kadıköy'de oynadığımız bir çok karşılaşmada hem taraftarımıza, hem de sporcularımıza yapılan hareketlerde nedense kimse tarafından konuşulmamıştır. Tuncay Şanlı'nın sahaya hindi getirmesi, stadın tam ortasında eline mikrofonu alarak; ''bir baba hindi'' tezahuratını söylemesi, onların zaten ne derece ahlaka sahip olduğunu alenen gözler önüne sermektedir.

Sadece bu yazılanlarla kalsa iyi, daha yaptıkları onca şey varken, bize ahlak dersi vermeye çalışan Fenerbahçe taraftarının, Mondragon'a attıkları ses bombası da hala dün gibi aklımızdadır. Attıkları ses bombası yüzünden, Mondragon maçın ikinci yarısında arkadaşlarıyla iletişim kuramamış, her şeyden önce insan sağlığı içinde kötü bir durum yaratmıştır.



Fatih Terim'e atılan bozuk para hocamızın kaşının açılmasına sebep olmuştur. Sadece Fatih Terim değil, Erik Gerets ve Ümit Karan'da sahaya atılan yabancı maddeler yüzünden yaralanmıştır. Fakat bunları yaparken ahlak kavramını unutan Fenerbahçeliler, bugün Galatasaray taraftarının ve oyuncumuz Felipe Melo'nun ahlak bilgisini sorgulamaktadır.





Cristian Baroni'nin Arda Turan'ı ortada hiç bir şey yokken itmesi ile başlayan kavga, tribünlerden atılan maddeler sonucunda bir hakemin yaralanmasıyla son bulmuştu. Yine aynı şekilde geçtiğimiz sezon oynanan maçta, ahlak bekçisi Volkan Demirel'in kaptanımız Sabri Sarıoğlu'na saldırması üzerine, tribünlerden atılan yabancı maddelerden kendi oyuncuları Hasan Ali Kaldırım nasibini almıştı. Aynı karşılaşmada Sabri Sarıoğlu oyundan ihraç edilip soyunma odasına giderken, Raul Meireles'in yaptığı hareketi hiç bir Fenerbahçe'li sorgulamamıştı, aksine boy boy fotoğrafları paylaşılmıştı.



Bu yapılanların ardından hiç bir ses çıkartmayan Fenerbahçe yönetimi ve taraftarı, bugün Galatasaray'ı ve Felipe Melo'yu ahlaksız olarak suçlamakta. Bu da rakibimizin ahlak anlayışının ne kadar ileri bir seviyede olduğunu bizlere göstermektedir.

Derbi öncesinde Alper Potuk ve Volkan Demirel'in yapmış olduğu açıklamalar, derbi maçının çok daha fazla gergin bir havada geçmesine neden olmuştur. İşin en ilginç tarafı ise, şikayetçi oldukları nokta Melo'nun sadece Emre Belözoğlu'na yaptığı harekettir. Melo'nun yapmış olduğu hareketi yukarıda ki yazdıklarımızla kıyaslamak bile akıl işi değildir.



Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığını sürdüren Yıldırım Demirören ise, derbiden sonra bir televizyon programında Melo hakkında bir kaç cümle sarfetmişti. Kendisi Melo'nun yaptığı hareketin ahlak dışı olduğunu savunup, Galatasaray yönetiminin hemen Melo'yu göndermesi gerektiğini söyledi. Zamanında Beşiktaş'ın Pascal Nouma'yı göndermesi örneğini gösteren Demirören, Melo'nun da aynı şekilde göndermesi gerektiğini açıkça söyledi. Öncelikle TFF başkanının bu derece yorumlarda bulunması, Galatasaray'ı durdurma çabalarını rahat bir şekilde göstermekte. Aynı şekilde sezon başında Fatih Terim'e yaptığı teklifle nasıl Galatasaray'ı durdurma politikası izlediyse, hala o politikayı izlediğini açıkça görüyoruz. Aslında işin en komik tarafı da, ahlakı baz alarak Nouma konusunda örnek veren Yıldırım Demirören'in, Nouma gitsin gitmesin oylamasında takımda kalması için oy verenler arasında olduğudur. Yani Galatasaray'a ahlak dersi vermeye çalışan Yıldırım Demirören, Nouma konusunda son derece ahlaklı bir davranış sergilemişti!


Her zaman olduğu gibi, alnımızın akıyla kazandığımız bir galibiyet sonrasında yine rakiplerimiz buna gölge düşürme çabası içerisindeler. Ne olursa olsun, yıkılmadan ve yılmadan yolumuza devam edeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder